Abartılı İftar Sofraları
İsraf Mı?
İsrafı, “İhtiyaçtan fazlasını kullanmak, gereksiz yere harcamak ve haddi aşmak” diye özetleyebiliriz. Dinimiz israfı kesinlikle yasaklamaktadır. Birçok ayet ve hadiste de israfın günah olduğu ve zararları açıkça dile getiriliyor. İslam’ın yanı sıra, bütün dinler ve ahlâkî öğretiler de israfla ilgilenmiş, sorunun çözümü için değişik yöntemler geliştirmişlerdir. Konu gayet nettir ancak neyin israf olup olmadığı ise izaha muhtaçtır.
Yeme içme alanındaki israfı biraz açmak gerekirse; bana göre bu alanda israf, göreceli ve biraz muğlak bir kavramdır. Bu durumu farklı bedenlere sahip iki insan örneğiyle açıklayabilirim. 100 kilogramdan fazla kilolu bir birey ile nispeten daha az kilolu bir birey arasında, yedikleri açısından israf durumu çok farklıdır. Birine bir tas çorba ve az bir porsiyon yemek yetip fazlası israf olurken, diğerine üç tabak bile az gelebilir.
Genel olarak çok fazla yenilmesine karşı olsam da, çok abartılmadığı takdirde bunu tam olarak israf saymıyorum. Hele Ramazanda 15 saat açlığa tahammül etmiş birine biraz fazla yemesinin israf olduğunu söylemenin haksızlık olacağı kanaatindeyim. Bence gerçek anlamda israf, masadaki yemeklerin yenilmeden çöpe atılmasıdır. Bu durum, hem gıdanın değerini düşürür hem de açlık çeken insanlara karşı bir duyarsızlık göstergesidir.
Günümüzün yemek alışkanlıkları açısından da bakarsak yemeyeceğin yemeği tabağına almak ve onu çöpe gitmesine göz yummak bence israftan da öte büyük günahtır. Türkiye’de her yıl milyonlarca ton gıda da bu şekilde çöpe giderek israf edilmektedir. Bu durum hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük bir sorundur.
Yine de israfı açgözlülüğün ve doymak bilmezliğin bir sembolü olarak görebiliriz. Masadaki bereketin ve bolluğun, hoyratça tüketilerek yok edilmesi üzücü bir durumdur. Bu nedenle, her lokmanın değerini bilmeli ve israftan kaçınmak için bilinçli bir şekilde tüketmeliyiz.
Restoranlarda İftar Sofraları
Restoranlardaki iftar sofralarının israf olup olmadığı ise sofradaki çeşitlilik, porsiyonların büyüklüğü ve artan yiyeceklerin geri dönüştürülüp dönüştürülmediği gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu şekilde abartılı iftar sofralarının israf sayılabilecek yönleri elbette bulunuyor. İhtiyaçtan fazla sayıda çeşit olması, her şeyden biraz yenmesi ve kalanların çöpe atılması gibi.
– Ancak israf endişesi var diye dostlarımızı restoranlarda iftarda ağırlamaktan kesinlikle vazgeçmemeliyiz. –
İşte bu nedenle son zamanlarda bazı restoranların yüksek fiyatlı iftar menülerinin eleştirildiğini görüyorum ve bu eleştirilere kısmen de hak veriyorum. Fakat bu durum tüm sektörü töhmet altında bırakmamalı. Çok uygun iftar menüsü sunan veya Ramazan öncesi fiyatıyla fix menü uygulamayan restoranlar da mevcut. Ramazan’da dostlarımızı güzel bir mekanda ağırlamanın da bir bedeli olduğunu unutmamak gerekir.
Ramazan, feyzi her bir köşede hissedilen, bereketin ve paylaşmanın doruk noktasına ulaştığı bir mevsimdir. Her yıl bu mübarek ayda, akşam ezanı ile birlikte sofralar kurulur, iftar davetleri ile gönüller bir araya gelir. Hem evlerde hem de lokantalarda sıcak bir atmosfer ve samimi sohbetler Ramazan’ın ruhunu yaşatır. Kurumlar da bu manevi coşkuya ortak olarak çalışanlarını ve müşterilerini iftar sofralarında buluşturur. Bu sofralar, sadece bir yemekten öte, dayanışma ve sevginin paylaşıldığı özel anlara dönüşür.
İftar vermenin en pratik ve keyifli yollarından biri de şüphesiz restoranlarda düzenlemektir. Böylece ev halkı yorulmadan, misafirlerin rahatı ve keyfi ön planda tutularak bu özel anlar yaşanabilir. İyi bir restoranda evlerde pek yapılamayan, döner, kebap, büryan gibi lezzetleri pek yememiş insanlar var. Senede bir ay olan Ramazanda birkaç kez restoranda bu kişilere bu lezzetleri tattırmak emin olun Allah’ın da hoşuna gidecektir.
O sofralardan israf çıkmaz, çünkü kalan yemekler evlere paket yapılıyor. Ayrıca çoğu restoranda iftar sofralarında artan yiyecekler geri dönüştürülüyor, hayvan barınaklarına ve ihtiyaç sahiplerine veriliyor.