Şahı Mevlana Pide
Bağcılar Güneşlide 7 yıl önce Sami İleri tarafından kurulan Şahı Mevlana Pide, Konya’nın geleneksel lezzetlerini ve sağlıklı yemek seçeneklerini bir araya getiren bir konsept sunuyor. Müşterilerine unutulmaz bir yemek deneyimi vaat eden mekanın, özellikle kola satmama ve yabancı meşe ürünleri kullanmama kararı, sağlığa duyarlı ve geleneksel tatları koruma vizyonunun bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. Şifalı mercimek, kelle paça ve özellikle bamya çorbası için çok uzun yerlerden dahi müşterilerin geldiğini belirten Sami İleri, etli ekmeğin ilk defa uzun bir tahta üzerinde servis edilmesini de abisi Necip Usta’nın başlattığını belirtiyor. Kebap lezzetlerinin de olduğu mekanda Karadeniz usulü pideler de yapılıyor.
Restoranın kuruluş Hikayesi
Sami İleri, yaklaşık 30 yıl önce ailede büyük abisiyle başlayan bir fırıncı ustalığının yansıra eniştesi vasıtasıyla da “Konya Mutfağı” üzerine faaliyet gösterdiklerini anlatıyor. Annesinden aldığı mutfak terbiyesi, abisinden edindiği deneyim ve kıymetli bir büyüğünden sektör tecrübesi Sami Ustayı bu günlere getirmiş. 13 yaşında mutfağa giren Sami Usta, mutfağı bırakıp işletmeciliğe ise 29 yaşında başlıyor ve 7 yıldır da Bağcılar Güneşli meydanda olan bu mekanı işletiyor. Oldukça büyük olan bu restoranın ana salonundan başka alt katı ve arka tarafta kapalı bir bahçesi de bulunuyor. Yemeği büyük bir keyifle sobayla ısıtılan bu bahçeli yerde yedik. Yazın ve bazen de sobanın üzerinde pişirilen kestane ile bahçe katı daha bir güzelleşiyor.
Aktarlıktan Restorancılığa
İstanbul’da şubeleşerek büyümek isteyen Sami Usta, ayrıca baharat ve bitkiler konusunda çok deneyim ve tecrübe sahibi bir nevi aktarlık konusunda da uzman bir şahsiyet. Restorancılık sektöründe başarılı olmasının nedenlerinden birinin de aktarlık yaparken hassas olduğuna bağlayan Sami Usta, Halen de babasının başında bulunduğu aktar dükkânlarının olduğunu belirtiyor. “Yemek yaparken kullanılan ürünlerin tazeliği lezzeti doğuruyor” diyen Usta, mutfakta kullanılan malzemelerin görünüşünden veya dokunuşundan da anlaşıldığını belirtiyor. Hatta örnek olarak da ortamdan dolayı rengini kaybetmeyen tarçının dokunulduğunda çok beklediğinin anlaşıldığını da sözlerine ekliyor.